Orta Avrupa'da Gezmek Viyana -1



Bu yıl en son Avrupa tatilimizin üzerinden (İtalya’ya gitmiştik) 10 yıl geçtiğini farkedince Serap’la hadi bir yerlere gidelim dedik.Seçtiğimiz güzergah Orta Avrupa oldu.Viyana-Prag-Budapeşte.Pronto Tur’dan bir hafta sürecek turumuzu gayet uygun bir fiyata satın alınca hemen araştırmalara başladık.
Bir çoğunuz bana katılacaktır sanırım bir yere gideceksiniz ilk olarak gezgin bloglarına bakmalısınız.Bu insanların deneyimleri size de ciddi ilham verecektir.Hem nerde ne yemeniz hem de ne yapmanız gerektiğini en iyi tecribelerden öğrenebilirsiniz.
Google araştırmamın sonunda elimde 20 sayfalık bir doküman oluşmuştu şunu görün bunu yiyin şeklinde.Şimdi ben de onlar gibi yapıp sizinle bu deneyimleri paylaşayım dedim .Hadi gelin ilk durağımız Viyana.

 Bir kere bence bizim turun tek hatası Türk insanını direk Viyana’ya götürmek.Kardeşim insana bir anda böyle bir kültür şoku yaşatılmaz onu baştan diyeyim.Neden mi? Adamlar dünyanın en medeni şehirlerinden biri.Heryer tertemiz yer de bir çöp yok,herkes kurallara uyuyor,suç oranı çok düşük.Birden yaşadığımız şoku düşünsenize .
Viyana ‘ya doğru yola çıkmak için Adnan Menderes Havaalanında da sevgili rehberimiz Mustafa(Eren) ile buluştuk sabah saatlerinde.Uçağa bindik istikamet Viyana.Mustafa benim için çok büyük bir şans oldu tur boyunca çünkü kendisi aynı zamanda okullu bir chef.ne yenir ne içilir ne alınır şeklindeki bitmez tükenmez sorularıma bitmeyen sabrıyla cevap verdi.Çok sevdik biz onu .
Viyana Havaalanı inince sizi şoka sokuyor çünkü gelen yolcu bölümü son derece küçük.Nasıl yani demişken kapıdan çıkınca çok farklı bir yerde kendimizi bulduk.Herhalde onlarda da tadilatta iç hat için kullanılan kısma indik biz falan dedik.
Viyana…Tarih derslerimizden bildiğimiz Avusturya Macaristan imparatorluğuğunun nazlı başkenti,Türklerin kapılarına dayanıp alamadığı nadide şehir. Viyana’da Türk nüfusu çok fazla.Hatta orada şöyle diyorlarmış Türkler Viyana’yı 2 kez kuşattı ama 3. ‘sünde aldı.Heryerde Türkçe konuşan birileriyle karşılaşmanız mümkün özellikle gıda alanında.
Uçaktan indikten sonra otobüse yerleştik ve Viyana şehir turumuz başladı.Tur süresince ve daha sonra gezdiğimiz yerleri size genel olarak anlatmak istiyorum.Buralar zaten Viyana’da mutlaka görülmesi gereken yerler:

Öncelikle Viyana’ya Salı günü giderseniz hiçbir müzeye gidemiyorsunuz.Tur boyunca bizim en çok içimize oturan bu oldu.Çünkü Viyana ‘da dünyanın en iyi müzelerinden biri olan Doğa Tarihi müzesi bulunuyor.Burayı detaylı gezmeye kalkarsanız birkaç gününüzü alabilir .Sadece bakıp geçmeniz bile Mustafa’nın dediğine göre yarım gün sürüyormuş.Biz orada bulunan Mamut fosili görmek istiyorduk ama kısmet olmadı.Sanal tur şansı var ben de onu yapmak zorunda kaldım işte adresi. http://www.nhm-wien.ac.at/en





























Viyana’ya gidenlerin ilk durağı Stephansplatz Bölgesi.Viyana’nın Taksim’i denilebilir. Cafe, mağaza ve restoranlarıyla sosyal hayatın cazibe merkezi olan trafiğe kapalı bölgede Viyana’nın sembollerinden Stephan Katedrali de bulunuyor.Katedral her Gotik yapı gibi hem muazzam hem korkutucu.Kendisine öyle bakıp kaldım vallahi.

Meydan’da ayrıca ünlü markaların mağazaları ve bir sürü restoran pastane bulunuyor.Biz oyumuzu kilsenin karşısında bulunan sosis tezgahlarından yana kullandık ve şimdiye kadar hiç sosis yemediğimize karar verdik.Sosis tabağı ve bira orası için ekonomik bir yemek şekli çünkü unutmayın Viyana ‘da EUR kullanılıyor ve ne yazık ki şu an Eur ülkemizde çok değerli.Bu yüzden biz Viyana’dan çok alışveriş yapmamayı ,yapacaksak da adım aşı karşınıza çıkan Bila marketlerden yapmayı tercih ettik.
 













Tabi keyfimizden de geri kalmadık.Viyana’da mutlaka yapılması gerekenler arasında bulunan oldukça ünlü Sacher turtasını da orijinal yeri olan Sacher pastanesinde yiyoruz ve diyoruz ki :Hey gidi her siz bir gelin de Reyhan’da,Lozan ‘da pasta yeyin.Bol çikolatalı içinde kayısı marmelatı olan turta bence bol kremalı pastaları tercih eden yurdum insanı damak tadına çok uygun değil.Ama yanında gelen taptaze kreması süperdi ve beraber iyi bir ikili olmuşlardı.Deneyin siz de yemedim demeyin hiç değilse.
 












Tabi ki ondan daha mühimi Şinitzel.Ve biz Şinitzeli yerinde yanı Figlmüller’de yedik. Tavsiyelere uyarak birimiz Şinitzel birimi Cordon Bleu yedik.Şinitzel bizim ölçülerimize göre biraz kuruydu ama Cordon Bleu ve yanındaki salatası süperdi,tabi ki şarapları da.Figlmüller de yemek için önceden rezervasyon gerekiyor fakat biz şanslıydık sanırım garsonlar bizi sevdi.Bizden sonra gelenleri almamışlar.

Stephansplatz



Cordon Bleu

meşhur şinitzel

Figlmüller'den bir kare


Yorumlar

Popüler Yayınlar