maikedinin Istanbul macerası

Haziran sonundan beri İstanbul'da misafirim.Gülmeyin öyle uzun bir misafirlik oldu tamam ne olmuş.Im in englisman in NY havasındayım aslında.İstanbul'da bir İzmirli,ya da popüler tabirle Bizans'ta bir İzmirli olarak ev sahipliğine hiç yeltenmedim şükür.

Bir İzmir'li mecbur olduğu için İstanbul'a düşerse ne yapar tadında bir yazı dizisi yazabilirim aslında.Hayatımda ilk kez bir yere yerleşmiş biri olarak İzmir'li olmayı sonuna kadar sindirmiş olduğumu belirtmeliyim.İzmir'li gibi yaşarım ben.İzmir bir şehir değil bir yaşam tarzıdır çünkü.Hayatı bir nevi hep yaz tatili havasında yaşamaktır.İzmir'de de dertleri vardır insanların ama çok büyütüp dünyanın sonu gibi davranmazlar.Bu yüzden sürekli asık suratlar hakim değildir şehre.İnsanlar telaşsızdır İzmir'de.Hiçte bir kere her yere geç kalmayız.Hatta şahsen prensip olarak en az beş dakika erken giderim ama ona göre evden çıkarım kardeşim.Bir saat sürecek bir yere gitmek için 40 dakika kala çıkıp metroda koşturup onu bunu itip kakmayız biz.

Bu listeyi çok daha uzatıp sevgili İstanbul'lu arkadaşlarımdan sopa yiyebilirim biliyorum.Konuyu fazla uzatmadan asıl amacımıza dönelim.
İzmirlinin gözünden seyreyleyin şehri İstanbul'u ...Bir kez daha....
Not:Kimse yanlış anlamasın İstanbul hala büyük bir AŞK'la bağlı olduğum şehir.Sadece evde olmak başka bir şeymiş :)












Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar