Leman 1000. sayı üzerine gecikmiş bir yazı

Dikkat ettim ki yeni kuşak komedyenlerin genelde çocukluk ve ilk gençlik çağları 80'li yıllara denk geliyor.Sivrilen isimlere bir bakın sizde.Bizim kuşak mizahın altın çağında şekillendi aslında .Kendini bilme çağlarımız darbe altında geçse de mizaha hoşgörü vardı.Ve mizahcılar muhteşem eserler üretiyordu.Şimdilerde herkeslerin televizyonlarda ,dvd'lerde izledikleri  devekuşu kabarenin oyunlarını kimimiz izmir fuarinda kimimiz bostancıda canlı izledik o yetmedi kasetlerden dinledik ve ezberledik.

Ama daha önemlisi bizim zamanımızda Gırgır vardı.Cumartesileri iple çektiğimiz evde sen önce okuyacaksın ben önce okuyacağım kavgası ettiğimiz o efsane.Rivayet olur ki 4.5-5 yaşlarında Gırgır okumaya başlamışım.Babam bana okur ben de ezberler yakaladığım herkese ezberden şakırmışım.Evde kedi enciği gibi oradan oraya taşıdığım dergileri annem son taşınmaların da Ankara da bırakarak beni muhteşem koleksiyonumdan ayırmıştı.Ama şimdi koridorumda yeğenlerimin fotoğrafları arasında Avni bana gülümsüyor en sevdği iki karikatürü ile.

Gırgırın yayın hayatına son vermesi,Avninin yayınlanmaya başlaması,Limon ekibinin yeni dergiyi çıkarması ,Hıbır ,Leman derken bugünlere vardık.Ben artık eskisi gibi bir mizah dergisi okuru değilim.Yalnızca Atilla Atalay'ın kitaplarını takip eden Leman'ı da arasıra alan birine dönüştüm .Ama ...Lemanın 1000. sayısını kaçırmadım.Umarım siz de kaçırmamışsınızdır.Bir antoloji niteliğinde Leman da şimdiye kadar yazmış çizmiş herkesin içinde olduğu kah gülerek kah gözleriniz dolarak okuyacağınız bir dergi olmuş.Ben de yarattığı gibi belki sizde de bundan sonra Çarşambaları takip etme ve Leman'ı okuma etkisi yaratır kimbilir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar